Betül Mardin Seminerleri’nde bilim iletişimi tartışıldı

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen ve iletişim sektörünün önemli isimlerini ağırladığı Betül Mardin Seminerleri; iletişim alanındaki gelişmeleri, trendleri ve değişimleri yakından takip etmeye devam ediyor.

‘DAHA ETKİLİ BİR BİLİM İLETİŞİMİ NASIL OLUR?

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, bu yıl 15’incisi düzenlenen seminerde, sahte ve yalan haberler ile gerçeklik algısının dönüştüğü bu dönemde farklı disiplinlerden bakış açıları ile bilim iletişiminin önemi ve doğru bilim tartışıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Başak Uçanok Tan, “Bilim iletişimi, sıcak gündem konularından bir tanesi ve tanımlaması kolay değil. Çok fazla aktörü içinde barındıran ve öte taraftan da çok karmaşık bir sistem içerisinde bize ışık tutmaya çalışan bir süreci gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Seminerde bu sorunlar üzerinde biraz düşüneceklerini kaydeden Tan, “Bilim iletişimi içinde bulunduğumuz çoklu krizlerin, belirsizliğin, bilginin karmaşık ve kompleks olduğu bir dönemde çok kritik bir rol oynuyor ve akademisyenler, iletişimciler, bilgi üreten kurum, kuruluşlar olarak ciddi bir sorumluluk üstleniyoruz. Daha etkili bir bilim iletişimi nasıl mümkün olur, nasıl bir model geliştirebiliriz? Bunun tohumlarını atabilirsek ne mutlu bize” açıklamasında bulundu.

‘BİLİM GAZETECİLİĞİNDE ÜLKEMİZDE HENÜZ BİR UZMANLAŞMA YOK’

İstinye Üniversitesi Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkant Ali Çetin de Bilim ve Teknoloji İletişimine Sektörel Yaklaşım başlıklı konuşmasında iletişimi, etkileşimle özdeş bir anlamda kullanma taraftarı olduğunu bildirdi.

“Etkileşimin, iletişim için kimle etkileştiğinize göre farklı unsurlar barındırması gerektiğini düşünüyorum” ifadesini kullanan Çetin, şu açıklamalarda bulundu: “Doğru etkileşmek için aracı olan her ne ise o aracının ilgili konu çerçevesinde uygun, uyumlu bir şekilde seçilmesi ya da düzenlenmesi şart. Aktarmak istediğimiz konu genel olarak birçok içeriği olan büyük bir başlık olabilir. Bu konuyu karar vericilere aktarırken farklı bir perspektifle, topluma anlatırken farklı bir perspektifle, ilgili alanın uzmanları için de farklı bir içerik ve dinamiklerle konuşmamız gerekiyor.”

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur ise sağlık iletişiminin, sağlıklı davranışı geliştirmenin ve uyarmanın bir yolu olduğunu ve kanıt bazlı yaklaşımlara dayanması gerektiğini anlattı. Badur, “Bilim iletişiminin düzgün olmadığı durumlarda sahte bilimciler halkın korku ve endişelerinden beslenerek insanları yanlış yönlendirebilir ve manipüle edebilir. Ülkemizde henüz bilim gazeteciliği adı altında bir uzmanlaşmanın olmaması nedeniyle bu bilgilerin büyük bir bölümünü batıda yayınlanan gazete ve dergilerden yapılan çeviriler oluşturmakta. Bireyler bilimsel metinlere eleştirel bir gözle bakabilmeli ve söz konusu içerikleri doğru yorumlayabilmelidir” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir